Size COVID-19 pandemisinin milyonlarca insanın hayatını kurtarabileceğini söyleseydim bana inanır mıydınız?
Yaşanan tüm acılar, kayıplar düşünüldüğünde, evet bunun inanması, düşünmesi güç birşey olduğunu kabul ediyorum.
Ama bir de şöyle düşünün; insanlık tarihi boyunca, büyük pandemiler sağlık ve teknolojide yeniliklerle sonuçlandı.
1350 yıllarındaki veba, salgından etkilenen Avrupa ülkelerinin hızla büyümesine ve gelişmesine neden oldu.
18. yüzyılda yaşanan çiçek salgını ise her sene yaklaşık 400.000 kişinin ölümüne neden oldu, ardından veba, kolera, humma ve sıtma salgınları yaşandı. Bütün bu salgınlar olumsuz etkilerinin yanında dünyayı olumlu şekilde de etkilediler; hayatta kalan az sayıda insan ellerindeki araziyi işleyemediği için çok büyük alanlar ormana ve çayıra dönüştü, bitki ve ağaçlardaki bu muazzam büyüme, karbondioksit seviyesinde azalma sağlarken dünyanın büyük bölgelerinde sıcaklığın düşmesine sebep oldu.
1918'deki grip salgını modern aşı teknolojisinin doğmasına neden oldu.
COVID-19 salgını da çok farklı değil; uzun yıllar boyunca tasarlanmakta olan mRNA aşıları, akıllara durgunluk verecek bir hızla yaklaşık 11 ayda geliştirilerek uygulanmaya başlandı, bu gerçekten bir mucize.
mRNA aşılarının bu kadar kısa sürede geliştirilmesi, salgının önüne geçmenin ötesinde bilim insanlarının, lipid nanopartiküller (nano=çok küçük), fosfolipidler, kolesterol ve iyonlaşabilen lipitlere ve polietilen glikole (PEG) odaklanmalarını sağladı.
Ancak, mRNA içerikli bu aşılar sadece bir başlangıç.
mRNA, gelecekte, mutasyona uğramış proteinlerin neden olduğu kas distrofisi, kistik fibroz ve orak hücreli anemi gibi pekçok hastalık için tedavi umudu olacak.
Meme, kan, akciğer gibi birçok kanser türünde bağışıklık hücrelerimize kanser hücrelerini nasıl bulup yok edeceklerini öğretmek için mRNA'yı kullanacağız. Ve sonrasında da eğer şanslıysak, COVID-19 aşılarının başarısı, HIV, sıtma, ebola gibi pek çok hastalığın tedavisinin önünü açacak.
İşte COVID pandemisi bu şekilde milyonlarca insanın hayatını kurtarabilecek.